Teşkilat Eğitiminin açılış ve selamlama konuşmasını yapan Eğitim Bir Sen Adıyaman Şube Başkanı ve Memur Sen İl Temsilcisi Mehmet Demir “ tüm Türkiye’de ve dünyada Genel Merkezimizin üstün gayretiyle büyüttüğümüz sendikal ağımızla daha da güçlenmiş olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eğitim bizim işimiz gücümüz, istişare ve dayanışma olmazsa olmazımızdır. Bu toplantılar vesilesiyle alanımızla ilgili konularda bilgimizi tazeliyor, uzmanlaşıyor ve dayanışma ruhunu üst seviyeye çıkarıyoruz” dedi.
Eğitim-Bir-Sen’in soylu sendikal mücadelesinde, erdemli emek hareketi olma çizgisinde yeni bir milat başlattıklarına dikkat çeken Demir, “Eğitim-Bir-Sen, emek mücadelesine yetki damgamız; alın terini akıl teriyle harmanlayan aksiyoner mücadele damarımızdır. Biz, emeğin evrensel bir değer olduğunu savunduk, savunuyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, bir yandan ücret ve özlük hakları mücadelesini en iyi şekilde verirken, diğer yandan Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde paydaş olduk. Başta eğitim ve demokrasi olmak üzere, ülkemizin temel sorunlarına çözüm üretmede üzerimize düşeni yaptık ve bu idealimizden asla taviz vermedik. Başarımızda, gördüklerimizden ve tartıştıklarımızdan doğru sonuçlar çıkarmamız, sorumluluklarımızdan kaçmayışımız ve elbette ilkelerimizden taviz vermeyişimiz etkili olmuştur. İç dünyamızda ya da çevremizde, sırtımızı döndüğümüz her sorunun, ya yerinde duracağını ya da artarak yeniden karşımıza çıkacağını bilerek çok çalıştık, çalışıyoruz. Gözümüzü Türkiye’nin büyük hedeflerinden bir an olsun ayırmadık, ayırmayacağız” şeklinde konuştu.
Eğitim ve toplantıların kapanış konuşmasını gerçekleştiren Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Her zaman ve her yerde ‘derin güçlere’ karşı milletin yanında olduklarını vurgulayarak “Sivilleşmeye ve demokratikleşmeye yaptığımız katkılar, tarihe düşülmüş birer nottur. Ülkemizin geleceğinin aydınlık olmasının yolunun, sivil siyaset ve sivil toplumun gerçekten sivil olmasından, fertler ve kamu görevlileri adına siyaset ve sendikacılık yapmasından geçtiğinin altını çizdik. Misyonumuz, eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin özlük haklarının iyileştirilmesinden insan hakları ihlallerinin son bulmasına kadar geniş bir alanı kapsamaktadır. Başta eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolu çalışanları olmak üzere, ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren her alanda demokratik karar alma süreçlerine katılmayı, mağdurların, mazlumları sesi olmayı amaçlıyoruz” dedi.
Sendikal yolculuklarında, hak, emek ve özgürlük mücadelelerinde önemli mesafeler aldıklarını dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurulduğumuz günden bu yana yasakların kaldırılması, sorunların çözüme kavuşturulması, özlük, sosyal ve mali hakların iyileştirilmesi için mücadele verdik, ter akıttık. Birçok meseleyi mesele olmaktan çıkardık. Nöbete ücret, sınav görev ücretlerinin artırılması, idari izinli günlerde ek ders ödenmesinin sağlanması, kariyer basamaklarında adım atılması, ek gösterge düzenlemesi, sözleşmelilere kadro gibi onlarca sorunu çözdük. Ancak daha yapmamız gereken çok iş, yürüyecek çok yolumuz var.”
“Öğretmen ihtiyacı kadrolu atama yoluyla karşılanmalıdır”
Öğretmen açığı sorununa bir an önce çözüm bulunması gerektiğinin altını çizen Yalçın, şunları söyledi: “Öğretmen ihtiyacının giderilememesi, hem öğretmen olma ehliyet ve liyakatine sahip öğretmen adaylarından istifade edilememesine ve bu öğretmen adaylarının işsizlik sorunlarıyla boğuşmasına hem de ucuz işçilikten farksız ücretli öğretmenlik gibi çalışma türlerinin varlığına neden olmaktadır. Eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü ihmal edilmemelidir. Çünkü eğitim, ülkemizin geleceği ve kalkınmanın temelidir. Kaybettiğimiz her yıl gelecekte telafisi olmayan sorunlara yol açacaktır. Öğretmen atama politikasındaki hatalı yaklaşımdan, sözleşmeli, ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçilmelidir. Öğretmen açığı kadrolu atama yoluyla kapatılmalıdır.”
“İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata geçirilmelidir”
Ali Yalçın, eğitim çalışanlarına, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde illerin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi gerektiğini, böyle bir uygulamanın hem bölgenin eğitim çalışanı açığının kapatılması hem de bölgenin zorluğuna göre eğitim çalışanının yaşamış olduğu mağduriyetin giderilmesi bakımından gerekli olduğunu belirterek, “Sorunun diğer boyutu, öğretmen açığının en çok bu bölgelerde bulunmasına rağmen deneyimli öğretmenlerin bölgede çalışmak yerine bir an önce diğer bölgelere gitmesidir. Bu açığı kapatmak amacıyla zorunlu hizmet yükümlülüğü getirilmişse de, bunun soruna kalıcı bir çözüm getirmediği ortadadır. Bu nedenle, zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde eğitim çalışanlarına, illerin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmelidir” diye konuştu.
“Mevzuattaki genel uygulamalar deprem bölgesi için çalışanlar lehine uyarlanmalıdır”
Deprem bölgesinde çalışanların sorunlarına değinen Yalçın, şöyle konuştu: “Deprem bölgesinde olağanüstü şartlarda çalışanlar ekonomik olarak desteklenmeli, hak ve hukukları gözetilmeli, mevzuattaki genel uygulamalar deprem bölgesi için çalışanlar lehine uyarlanmalıdır. Deprem tazminatının ödenmesine, kapsam, miktar ve süre artırılarak, devam edilmelidir. Üniversite çalışanları için geliştirme ödeneğinin oran ve miktarı artırılarak en üst limiti depremin enkazından kurtulmaya çalışılan yerlere uygulanmalı, tüm çalışanlar gözetilmeli, kurumlar arası uygulama farklılıkları kaldırılmalı, fazla mesai ücreti ödenmeli, zorunlu hizmet bölgesi uygulaması kapsamında değerlendirilerek hizmet puanları en üst limite yükseltilmelidir. Barınmada karşılaşılan zorluklar aşılmalı, ulaşım sorunlarına çözüm bulunmalıdır.”
“Filistinli mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz”
İşgalci İsrail’in Gazze’de insanlık suçu işlediğini, soykırım yaptığını dile getiren Yalçın, Gazze'de yaşanan soykırım karşısında uluslararası kurumları görevlerini yapmaya, acilen harekete geçmeye çağırdı. Yalçın, Filistin’in haklı mücadelesinde her daim yanında olduklarını, olmaya da devam edeceklerini, siyonizme, emperyalizme karşı hep insan hak ve onurundan yana olacaklarını, kamuoyu oluşturacak çalışmalarının zulüm bitinceye kadar devam edeceğini vurguladı.
Teşkilat eğitimleri Mustafa Bostancı, Hıdır Yıldırım, Mustafa Canıtez ve Raşit Eğin birer sunum gerçekleştirmelerinin ardından sertifika töreni ve aile fotoğrafı çekilmesi ile
ADIYAMAN (UHA) - RAMAZAN YAVUZ
SON YAZILAR